9 Mart 2012 Cuma

Şangay'da 8 Mart 2012

Susan ve Weiqing yaklaşık 1 yıldır Şangay'daki en yakın arkadaşlarım. Su'nun sınıf arkadaşları Joy ve Samantha'nın anneleri. Arkadaşsız geçirdiğim 1,5 yılın üstüne ilaç gibi geldiler. İkisi de benden genç ama samimi ve rahat hatunlar oldukları için, kızlarımızın aynı sınıfta olması dışında neredeyse hiç ortak ilgi alanımız olmamasına, onların çalışan anneler olmasına rağmen bana yaren oldular. Şangay'ı daha iyi tanımam ve Çinlileri daha iyi anlamamda çok etkileri oldu. Çinceme pek katkıları olmadı çünkü çok hızlı konuşuyorlar. Hele kendi aralarında Çince konuştukları zaman, sadece dinleme alıştırması yapmış oluyorum, arada yakalayabildiğim 2-3 cümleden konuyu kaptırabilirsem ne ala. 

Okulda her gün kızları alıp-bırakırken yaptığımız kısa sohbetlerin dışında, komşu da olduğumuz için sık sık kızlar oynasın diye buluşuyoruz, arada kızları okuldan almadan kahve içiyoruz, okula birlikte yürüyoruz, görüşemezsek telefonla hal hatır soruyoruz, seyrek de olsa ailecek yemek yiyoruz. Geçen yaz birlikte havuzlara, tiyatrolara, parklara, yunus gösterilerine gittik, vs vs...

Dün de üçüncü kez öğlen yemeği için buluştuk. Tesadüfen ilk yemeğimiz benim doğumgünümdeydi (26 Ekim 2011). O gün yemekte söylemedim doğumgünüm olduğunu, ertesi gün muhabbet arasında kaçtı ağzımdan. Kızdılar, "aşkolsun, yemeğini ısmarlardık" dediler. Ertesi buluşmamızda Susan "inanmayacaksınız belki ama, bugün de benim doğumgünüm" (15 Aralık 2011) dedi. Dün de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ydü. Bir sonraki buluşmamızı da yaklaşmakta olan Weiqing'in doğum gününde (26 Mart 2012) Türk lokantasında yapmaya karar verdik. Bir şekilde hep özel günlere denk gelen buluşmalarımızı dün nihayet fotoğrafladık da.


Chengdu Lu'da, esnaf lokantası tarzında küçük bir Tayland lokantasında hem çok ucuza, hem de çok lezzetli doyduktan sonra, ısrarlarıyla ikisinin haftalık Perşembe rutinine ben de katıldım ve bizim sitenin arkasındaki (Dagu Lu) masajcıya gittik. Kadınlar günü olması vesilesiyle de erkek masajcı istedik. Başım ağrımaya başlıyordu, belki ona da iyi gelir diye umuyordum.
(Erkek masajcı istememizin bir başka nedeni daha vardı. Geçenlerde kızları almaya giderken Susan manikürcüde ayaküstü kırılan tırnağını düzelttirdi. Orada erkek manikürcüye el bakımı yaptıran yaşlı hanım'a Weiqing "hiç erkek manikürcü görmemiştim, memnun musunuz servisinden?" diye sorunca, yaşlı hanım çok memnun olduğunu, zaten Ying Yang dengesi açısından da bu işlerde mutlaka karşı cinsten servis alınması gerektiğini söylemişti. Yani kadına erkek masajcı, erkeğe kadın masajcı. Yazın soğuk meyve, kışın sıcak meyve.)

Loş, mum ışığıyla aydınlatılmış, tütsü kokulu, çok hafif new age müziğin çaldığı salonda, yumuşak deri koltuklara gömüldük. Önce ayaklarımızı, içinde özel bir karışımın olduğunu gördüğüm sıcak suyla dolu tahta fıçıların içinde beklettiler. Sonra tam 30 dakika birine, 30 dakika da diğerine olmak üzere toplam bir saat boyunca ayaklarımıza yağlı masaj yaptılar. Çenemiz durmadı tabii, Weiqing'in telefonu da...
Doğrusu masaj benim alışkın olduğum bir şey değil. Taşındığımızdan beri bir kez bile gitmedim (nedenleri yazının sonuna sakladım). Ama Susan ve Weiqing her hafta Perşembe günü gidiyorlar. Hem vücut hem de ayak masajına. Buranın 3000 yıllık terapik kültürü bu. İnkar edecek durumda değilim elbette. Ama rahatladım mı? Ayaklarım kanatlandı mı? Yok öyle bir şey hissetmedim, valla. Sırasında da, sonrasında da beni benden alan bir şey yok. Kırık Çincemle sorduklarım, delikanlının kırık İngilizcesiyle cevapları ve arada arkadaşlarımın tercümeleri, sonra da eve gelip de okuduklarımdan öğrendim ki, zaten ayak masajı benim zannettiğim şey değilmiş. Şöyleymiş: 

Ayak Masajı, stres ve yorgunluk gibi nedenlerden dolayı bloke olmus enerji kanallarını doğal akupresür yöntemi (Akupunktur noktalarına parmakla bastırmak) ile açarak kişiyi rahatlatır ve hastalıklara karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
Ayak Masajı, ayaklarda bulunan sinir uçlarına parmak ile bastırarak uygulanır. Bu sayede vücudumuzda bulunan 62 bölge uyarılabilmektedir. Masaj sırasında kişinin verdiği tepkilerin değerlendirilmesi sonucu geçirmiş olduğu rahatsızlıklar, stres durumu ve uykusuzluk gibi sorunları konusunda bilgi sahibi olunabilir.
Sağ Ayak
1 Böbrek
2 Mesane
3 Üretra
4 Cerebra (Beynin içerdiği iki lobun ön kısmı)
5 Hipofiz
6 Burun
7 Beyincik
8 Göz
9 Kulak
10 Hipotiroid
11 Akciğer / Nefes Borusu
12 Karaciğer
13 Mide
14 İnce Bağırsak
15 Anüs
16 Üreme
17 Yumurtalıklar / Testisler  
Sol Ayak
1 Böbrek
2 Mesane
3 Üretra
4 Cerebra (Beynin içerdiği iki lobun ön kısmı)
5 Hipofiz
6 Burun
7 Beyincik
8 Göz
9 Kulak
10 Hipotiroid
11 Akciğer / Nefes Borusu
12 Kalp
13 Mide
14 İnce Bağırsak
15 Anüs
16 Üreme
17 Yumurtalıklar / Testisler
Bana masaj yapan delikanlı dedi ki, tabanlarımda hiç sıcak nokta yokmuş, yani sağlıklıymışım. Oysa o sırada berbat bir baş ağrısı çekiyordum. Söyleyince, kafa masajı yapalım dedi. Zaman yoktu, içtim bir ağrı kesici 15 dakikada geçti. =)
Ne bileyim işte ben böyleyim, biraz kestirme yollar peşindeyim her daim. Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun'cuyum. Bir de Şangay'a yerleştikten 6 ay sonra, gelmeden önceki tüm mistik meraklarımı geri dönüşmeyecek şekilde çöpe attım. Burada yaşadığım en büyük şok (düşkırıklığı) galiba buydu. 
Gelirken hayallerim vardı, yingyang, taichi, çin tıbbı, masaj teknikleri.... hepsi gizemli, sihirli formüller; kainat sırlarına, insana ve kendime yaklaşmanın farklı yolları gibi görünüyordu. Burada tüm bunlarla dengelenmiş evrensel ve insani enerjiler, ilham veren köşeler, erdem, bilgelik, akıl ve engin kültür yüzüne yansımış insanlar bulmayı umuyordum. Ama Şangay'da yaşamaya başlayınca anladım ki, bu tekniklerin benim yüklediğim kadar yoğun, derin anlamları ve sihirli güçleri yok. Çünkü insanlarda derin bilgelik, erdem ve kültür yansıması yüzler yok. Çarpınca özür dilemek bile yok. Sokakta yürürken tükürmeye gelince çok. Bende kabahat, zaten hayal ettiğim gibi olsaydı bugün Çin bir cennet, Çinliler de dünyanın en mutlu insanları olurdu. 
Her şeye rağmen dün zihnimde yereden, ikisi Çinli üç hanımın, ayaklarına masaj yapan Çinli delikanlılar fotoğrafı, en komik 8 Mart Dünya Kadınlar Günü fotoğraflarından birisiydi.
Bir yandan da tuhaftı, güzeldi. Her zamanki gibi, benim için aslında olduğundan daha fazlasıydı. Ötesi berisi, önü arkası, altı üstü vardı, düşünülecek, kaşınılacak, kazınacak... yazılacak.