24 Şubat 2011 Perşembe

Radyo 3 Solmasın İmza Kampanyası

Bir dinleyicinin gönlüyle giriştiği imza kampanyasına destek veriniz.

http://radyo3solmasin.blogspot.com/

Radyo Yayınları Radyodan Dinlenir (Gaye Çağlayan)

“Radyo, tek başınayken bana arkadaş oluyor"
“Radyoyu her yerde kolayca dinleyebiliyorum"
“Radyo dinlemek bilgi ve birikimimi artırıyor"

Her dönemin, her kültürün çok sesli müzik ve eğitici müzik programlarına yer veren Türkiye’nin bir numaralı radyo kanalı TRT Radyo 3 son birkaç aydır Türkiye’nin çoğu yerinden ‘dinlenemiyor’. Aslında Radyo 3 dinleyicileri için bu sorun uzun zamandır gündemdeydi; yayını sağlıklı duyamayan dinleyiciler çaresizce internet, yayınına yönlendirildi. Ama son aylarda Radyo 3’ün ‘dinlenememe sorunu’ katlanılmaz boyutlara ulaştı. Yıllardır dinleyicisinin derin bir bağ kurduğu radyo istasyonuyla ilgili fikir, düşünce ve duygularını göz ardı eden TRT yönetimi gün geçtikçe Türkiye’nin birçok bölgesini ‘Radyo 3’ü dinleyemeyenler’ kervanına kattı, yeni vericiler kurmak yerine mevcut olan Radyo 3 vericilerini  kapatmayı tercih etti.
TRT yönetiminin, ‘nasıl olsa dinleyeni az’ diye düşünmekten vazgeçip, Radyo 3’ün kanayan yarasına bir an önce el atması gerekiyor. Bundan 36 sene önce yayın hayatına merhaba diyen TRT  Radyo 3’ün, popüler kanallara kıyasla sayıca belki az ama son derece sadık ve bilinçli, bir dinleyici kitlesine sahip olduğu unutulmamalı. Üstelik, bu dinleyici kitlesi Radyo 3’ün içeriğine duyduğu güveni her fırsatta dile getirir, zira radyo istasyonlarının güvenirliği yayıncılık açısından çok önemlidir. İşte bu yüzden TRT Radyo 3 ,dinleyicinin sadece hoparlörden duyduğu ses değil, çok sesli müzik ve eğitici müzik programlarıyla müzikseverin güven duyduğu bir numaralı  radyo kanalıdır, bir “müzik kutusu” değildir. Radyo 3 gücünü hayal gücüne dayalı nitelikli müzik programlarından, yapımcılarından ve dinleyicisinden alır.

Her  müzikseverden radyosunu sadece internet üzerinden dinlemesini bekleyemeyiz. Radyo yayınları radyodan dinlenir ancak evimizden çıktığımız zaman farklı cihazlara yönelir, bir cep telefonu, ya da araç radyosuna ihtiyaç duyarız. Bu da çözüm değil, çünkü radyo yayını merkezler de temiz çıkmasına rağmen şehirden uzaklaştıkça zor dinlenmekte, cep telefonlarının radyoları dinlenmemektedir. Geleneksel olarak radyo yayınlarını radyodan dinleyenlerin oranı her zaman fazladır. TRT herkesin bir uydu sistemi olduğunu mu düşünüyor? Sonuçta radyo severler uydu ve TV yayını yüzünden radyo dinlemeyi ihmal mi edecek? TRT bu yüzden mi radyo yayınlarını gözden çıkarıyor? Yayınlar bir elin parmakları kadar insan tarafından dinlense bile sürmelidir. Radyo her yerde dinlenebilmeli evde, yolda, işte, mümkün olan her yerde. Radyo yayınlarının pabucunun dama atıldığını düşünen TRT yönetimine “çok acil çözüm“  düşüyor.
Keşke herkes bir gün Radyo 3 dinlese...

Tepkilerinizi aktifhat@trt.net.tr adresine yazınız.


Medyada Güvenin Adı "Radyo"
Tarih : 20 Şubat 2009 Cuma Kaynak : RTÜK
Bu haber 978 defa okunmuştur.

 Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından yapılan araştırma televizyonun güven konusunda kan kaybettiğini ve radyonun lider olduğunu ortaya koydu. En Büyük Güven Radyoya-
Araştırma sonuçlarının medyaya güvenin azaldığı sonucunu da ortaya koyduğunu belirten Akman, bunun da ilgi çekici bir sonuç olduğunu sözlerine ekledi. Kamuoyunun güvenini sağlayacak sonuçları ortaya koyan bir yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Akman, konunun tüm taraflarının bir araya gelerek bunu sağlaması gerektiğini kaydetti.
Televizyonlarda yayınlanması istenmeyen program türleri sıralaması yüzde 63 ile kadın kuşak-izdivaç programları, yüzde 50.3 ile magazin programları ve yüzde 22.7 ile spor programları spor programları şeklinde olurken, araştırmada deneklerin yüzde 60.3'ünün reklamları gördüğünde kanalı değiştirdiği sonucuna ulaşıldı.
Araştırmaya katılan deneklerin iletişim araçlarına duyduğu güven düzeyi incelendiğinde yüzde 42.2 oranında televizyona, yüzde 45,7 Gazete/dergiye, yüzde 46,3 Bilgisayar/ internete, yüzde 47.1 oranında da radyoya güven duyulduğu görüldü.


TRT RADYO 3 TARİHÇESİ

1 Ocak 1975’teyse TRT2 ve TRT3 yayın hayatına merhaba der. Ankara, İstanbul ve İzmir’deki radyo stüdyolarının yanı sıra Antalya, Çukurova, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon bölge radyo stüdyolarında, bölgelere yönelik programlar yapar. TRT´nin kuruluşundan sonra yurt dışına yapılan yayınlarda 1975’te 250 kilovatlık verici hizmete girince dil sayısı artar, 1982 yılında Türkçe dahil yayın yapılan dil sayısı 15´e çıkarılır. Ankara Çakırlar'a değişik yıllarda kurulan yeni verici ve anten tesisleri ile 3 adet 250 kilovat ve 2 adet 500 kilovatlık verici ile kısa dalga yayınları yapılır.

Türk radyoculuğunun ilerleyen yıllarında FM verici sayısının artırılması kararı ile, TRT3 radyo postasıyla birlikte TRT1 ve TRT2 radyo postalarının da FM bandından yayın yapması planlanır. Uzun ve orta dalga vericileriyle birlikte FM bandında da yayın yapacak verici kurulması ile FM radyo yayınları yaygınlaştırılmaya başlar. 1987 yılında FM bandında TRT4 radyo postası Türk sanat ve halk müziği programlarını yayınlamak üzere sesini duyurur. 1990 yılında yurdumuza gelen turistlere hizmet vermek üzere Turizm Radyosu yayın hayatına merhaba der. Yurdun turistik bölgelerine kurulan FM vericilerle Antalya yayın merkezinden İngilizce ağırlıklı olmak üzere Fransızca ve Almanca, sonra Yunanca yayın başlar.

Uzun yıllar TRT, radyo yayıncılığını tekelinde tutar. Ancak dinleyiciler yurt dışındaki radyoları da alıcıları el verdikçe dinlerler. İngiltere’den, Almanya’dan, Irak’tan hatta Amerika’dan yayın yapan radyolar Türk dinleyicilerine ses verir. Ülkemizdeyse yalnız TRT radyoları vardır. Aslında yayın yapmaları anayasa gereği yasak olsa da, devletin kontrolünde yayın yapan Polis Radyosu ve Meteoroloji Radyosu adlı iki radyo daha kurulmuştur… Bu iki radyoya ilerleyen yıllarda üniversitelerin eğitim amaçlı kurdukları radyolar eklenir. Böylece radyo yayıncılığı çeşitlenmeye başlar.

1990’ların başında hem dünya da hem de Türkiye’de değişim rüzgarları esmektedir. Bu rüzgar iletişim dünyasında bir kasırgaya dönüşür. Teknolojik ilerlemeler birbirini izlerken, dünyada ulaşılamayan hiçbir yer kalmaz. 1927’de başlayan Türk radyoculuğu da yaşanan bu gelişmelerden etkilenir. Ülkenin dört bir yanında TRT radyolarıyla ilgisi olmayan, özel radyolar yayın hayatına merhaba der. Çünkü küçük bir verici, evin bodrum katına kurulan bir stüdyo radyo yayınını gerçekleştirmek için yeterlidir. Ancak radyocuların unuttuğu iki önemli nokta vardır. Birincisi Türkiye’de radyo yayına yapma hakkı sadece TRT’dedir. İkincisi ise bilinçsizce seçilen frekanslar hava ve deniz ulaşımını olumsuz etkilemektedir. Bu gerekçelerle 15 Nisan 1992’de tüm özel radyoların yayını durdurulur. Fakat dinleyici TRT dışındaki radyoların sesini duymuştur bir kez… “Radyomu istiyorum” sloganıyla arabaların antenlerine siyah kurdeleler bağlanır, halk tepki göstermektedir. Bu demokratik tepkiye dönemin başbakanı Tansu Çiller’in de katılmasıyla bir anayasa değişikliğine gidilir. Çok sancılı geçen iki yılın ardından 13 Nisan 1994’te 3984 sayılı kanunla özel radyo ve televizyonların nasıl kurulabileceği ve yayınlarında uymak zorunda oldukları kurallar belirlenir. Bugün Türkiye’nin dört bir yanından farklı frekanslarda 1000’in üzerinde yerel bölgesel ve ulusal kanal yayın yapıyor…

21 Şubat 2011 Pazartesi

Radyo 3'e Sahip Çıkma Vaktidir!

TRT Radyolarının batı müziği yayınlayan tek kanalı R-3’ün vericileri teker teker kapatılıyor. 2008’de Konya’da TRT Türkü’ye çevrilen vericiden sonra bu yıl da yeni açılan kanallar için gereken verici açığı, R 3 vericilerinin TRT Haber’e tahsis edilmesiyle kapatılmaya çalışılıyor. Önce Muğla’da, sonra Trabzon’da, geçen günlerde de, Sakarya ve Kocaeli’de R-3 dinleyicileri kanallarını dinleyemez oldular. 1975’te yayına başlayan, 36 yıldır aralıksız müzik yayını yapan, pek çok kişinin müziği öğrendiği, müzik zevkini edindiği ve tatmin ettiği R 3, yavaş yavaş ve farkettirilmeden yok edilmeye çalışılıyor.  Eğer bu duruma sesimizi çıkarmaz ve kabullenirsek, artık klasik müziğin, cazın, pop müziğin en güzel örneklerinin, ehil ellerde yapılmış programlarla dinleyiciye sunulduğu tek kanal olan R-3  artık olmayacak. Geçen yıl, her biri kendi alanında uzman olan dış yapımcıların gönderilmeye çalışılmasıyla başlayan R-3 üzerindeki baskı ve yok etme politikası, vericilerin teker teker kapatılmasıyla sürüyor. Anadolu’da yalnızca Türk müziğinin dinlendiğini zanneden ya da bunu arzu eden kafalar, batı müziği yayını yapan bir radyo kanalına ihtiyaç olmadığını düşünüyor. Oysa Anadolu’da da batı müziği dinleniyor. Batı müziği sevenlerin, sevdikleri müziği dinleme hakkının elinden alınamayacağına, Faruk Yener’in, İrkin Aktüze’nin, Aykut Sporel’in, Attila Dorsay’ın, Filiz Ali’nin, Hülya Tunçağ’ın, İzzet Öz’ün, Yavuz Aydar’ın, Sebla Özveren’in, Evin İlyasoğlu'nun ve daha nicelerinin program yaptığı kanal R-3’ün kapanmaması gerektiğine inanıyor ve bu yolda yapılan çalışmaları protesto ediyoruz.
Siz de edin!

TEL NUMARALARI:
TRT Ankara Genel Santral: 0312 463 43 43
TRT GENEL MÜDÜRÜ: İbrahim Şahin
TRT Verici İşletmeleri Daire Başkanı: Erol Büyükkaya
TRT Radyo Dairesi Başkanlığı: Başkan Vekili Halil Kılıç